Nöbetçi Eczaneler
Bölge halkı, Sersem Yaylası’nın tel örgülerle çevrilerek doğadan koparılmasına büyük tepki gösterdi. Vatandaşlar, yıllardır özgürce kullandıkları bu alanın özel mülkiyete dönüştürülmesine isyan etti.
Mera Statüsü 2008’de Sessizce Kaldırılmış
Yöre sakinlerinin iddiasına göre, yayla 2008 yılında sessiz sedasız şekilde mera statüsünden çıkarıldı. Ancak bu karar, halka ve yerel topluluklara duyurulmadı.
İtiraz süresi dolduktan sonra kararın resmileştirilmesiyle birlikte, bölgenin özel mülkiyet kapsamına alınması “biz yaptık oldu” anlayışıyla hayata geçirildi.
Vatandaşlar, sürecin şeffaf yürütülmediğini belirterek “ata yadigârı toprakların sessizce el değiştirdiğini” ifade etti.
Doğal Kaynaklar Tel Örgülerin Ardında Kaldı
Yöre halkının bir diğer tepkisi de, bölgedeki su kaynaklarının tel örgüler içine alınması oldu. İddialara göre, yayladaki işletme orman içinde bulunan su gözlerini tek bir noktada toplayarak, çevredeki canlı yaşamını olumsuz etkiledi. Hayvanların su içebildiği tek doğal kaynağın da çevrilmesi, ekolojik dengenin bozulmasına yol açtı.
Vatandaşlar durumu ironik bir dille şöyle özetledi:
“Hayvanlar artık su içmeyecek. İsterlerse Topçalı’ya, Avgasıra’ya, Rahmacılara, Suluyayla’ya insinler. Zaten garibanın bağına, bahçesine zarar verirlerse önemli değil; çünkü onların yaşama hakkı var. Ama konu zenginin kazancı olunca, o hayvanların hakkı birden yok oluyor!”
Sersem Yaylası’nın Kahramanmaraş’ın doğal kimliğinin bir parçası olduğunu vurgulayan vatandaşlar, yetkililere çağrıda bulundu. Yaylanın tel örgülerle çevrilmesiyle birlikte hem doğal yaşamın hem de bölge halkının yayla kültürünün tehdit altına girdiğini belirten vatandaşlar, kararın yeniden gözden geçirilmesini talep etti.
“Doğa Zenginin Değil, Halkın Mirasıdır”
Bölgedeki tepkiler giderek büyürken, çevreciler ve doğa severler de konuyla ilgili farkındalık çağrısında bulundu.
Sersem Yaylası’nın korunması gerektiğini dile getiren vatandaşlar, “Doğa herkesindir, ayrıcalık kimseye ait olmamalı” mesajı verdi.