Açıklamasında, Başbuğ Alparslan Türkeş’in vefatının 28. yıl dönümünde duyulan hüznün yanı sıra, Devlet Bahçeli’nin iki aylık hasretin ardından tekrar kamuoyunun karşısına çıkmasının büyük bir sevinç yarattığını ifade eden Dora, “Tandoğan’da da Beştepe’de de Başbuğ’unu terk etmeyen Ülkücüler, aynı adanmışlıkla Balgat’ta da Liderimiz Sn. Devlet Bahçeli’yi karşılamak için hazır bulundu” dedi.
Dora, bu süreçte Devlet Bahçeli’nin sağlık durumu hakkında sosyal medyada çıkan “algı operasyonları ve dezenformasyon niteliği taşıyan haberler”in kendilerini derinden yaraladığını vurguladı. Özellikle liderin telefon görüşmelerinin yalanlanması ve alay konusu yapılması gibi davranışları eleştiren Dora, bu durumun muhalefetin siyaset anlayışının “yozlaştığını” gösterdiğini savundu.
Devlet Bahçeli’nin Genel Merkez’de göreve başlamasıyla birlikte ortaya atılan “akla ve mantığa sığmayacak iddialar”ın ise “insanlıktan nasibini almamış kimseleri” ortaya çıkardığını belirten Dora, siyasi liderlerin kişilik özelliklerinin siyaseti nasıl etkilediğine dikkat çekti.
Milletvekili Dora, Devlet Bahçeli’nin 2025 yılı başında geçirdiği başarılı sağlık operasyonu sonrası kamuoyunun karşısına çıkışının ve bu süreçte çıkan “öldü” ya da “dublör kullanılıyor” yönündeki iddiaların, siyasal liderliğin hem kişisel özellikler hem de algı yönetimi açısından önemini gösterdiğini ifade etti. Bu tür söylemlerin dünya siyasetinde de görüldüğünü hatırlatan Dora, bunun Devlet Bahçeli’nin sadece MHP üzerinde değil, Türkiye ve dünya siyasetindeki konumunun da bir göstergesi olduğunu dile getirdi.
Devlet Bahçeli’nin siyasetini “dengeyi gözeten, kontrollü, sakin ve stratejik hamlelerle” yürüttüğünü belirten Dora, liderin etkili iletişim biçiminin ani çıkışlar yerine zamana yayılan, tepkileri ölçen ve son sözü söyleyerek konuya nokta koyan bir nitelikte olduğunu söyledi. Dora, Bahçeli’nin 4 Nisan’daki tekrar kamuoyu önüne çıkışının, siyasal psikoloji bağlamında “diriliş” metaforu üzerinden yeniden inşa edilen bir figür olarak konumlandığını ortaya koyduğunu savundu.
Sosyal medyada yayılan asılsız söylemlerin sadece Devlet Bahçeli’ne değil, Milliyetçi-Ülkücü Harekete yönelik olduğunu vurgulayan Dora, liderin sağlığının Hareket’in devamlılığı ve sürekliliği ile de ilişkili olduğunu ifade etti. Bahçeli’nin yokluğunda oluşturulmaya çalışılan “korku kaleleri”nin, liderin Başbuğ’un anıtmezarını ziyareti, TATSAV’ın açılışı ve Genel Merkez’deki mesaisine başlamasıyla yıkıldığını belirten Dora, bu durumun siyaset biliminde sadece bir “göreve dönüş” değil, aynı zamanda psikolojik bir otorite tesisi anlamına geldiğini kaydetti.
Zuhal Karakoç Dora, açıklamasının sonunda Devlet Bahçeli’nin bu süreçte sergilediği “sessiz ama doğrudan tavır”ın, liderin kişiliğindeki “stratejik sabrın, sarsılmaz irade ve kudretin” bir yansıması olduğunu belirterek, Bahçeli’nin varlığının sadece politikaların belirlenmesinde değil, siyasi gerçekliğin şekillendirilmesinde de başat bir rol üstlendiğini vurguladı.